İşte İstanbul'un en büyük aşkları
Münir Nureddin ve Enise Selçuk
Klasik Türk musikisi üstadı Münir Nureddin, 1928 yılında ilk plaklarını yaptıktan sonra ünü Türkiye sınırlarını da aşar. Aynı yıl Fransa’ya giderek vokal, şan ve piyano dersleri alır.
Paris yolculuğu öncesinde Saray Sineması’nda bir konser verir. Salon hıncahınç doludur. Münir Nureddin’in gözleri ön sıralarda dayısının yanında oturan bir kıza takılır. Konser boyunca gözlerini alamaz bu kumral saçlı kızdan. Ara verildiğinde dayısına haber salar ve bu kızla tanışmak istediğini söyler.
Konser sonrası dayısı o kızla birlikte kulise gelir ve tanışırlar. Kırk yıla yakın bir birlikteliğin adımı bu konser sayesinde Münir Nureddin, Enise Hanım ve kızları Meral Hanım’la Münir Nureddin evlenme kararı alırlar. Çok kısa bir zaman sonra Enise Hanım, Münir Nureddin’in gökte ararken yerde bulduğu bir melektir sanki. İyi bir kolej bursu kazanan bu başarılı öğrenci, Münir’le evlenmek için Amerika’ya gitmekten vazgeçer.
Ömrü boyunca sahne içinde ve dışında kadınların peşinden koştuğu Münir Nureddin’i aşkla, şefkatle ve sabırla sever Enise Hanım. Onun huysuzluklarını, kaprislerini her zaman sineye çeker. Sık sık konserlere hazırlanan Münir Nureddin’in huzurlu ve disiplinli bir aile hayatına ihtiyacı vardır ve Enise Hanım bu ihtiyacı gideren harika bir eştir.
1929’da Münir Nureddin Paris’teyken kızları Meral dünyaya gelir. Münir Nureddin, kızına da musiki eğitimi verir ve baba kız birlikte birçok konser verirler.
