1960 Erzurum doğumlu emekli doktor Yakup İşleyen, Oltu taşını ahşap oymacılığıyla birleştirerek sanatını geliştiriyor. Oltu taşının tozunu kullanarak tablo, kutu ve sandık üreten İşleyen, hem nesilleri bir araya getiriyor hem de bölgenin önemli gelir kaynağına farkındalık kazandırıyor.
Erzurum'un Olur ilçesinde 1960 yılında dünyaya gelen, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunu Yakup İşleyen, tıp fakültesinden mezun olduktan sonra Türkiye’nin farklı bölgelerinde hekimlik yaptı.
65 yaşındaki İşleyen, 40 yıldır Oltu Devlet Hastanesi ve özel muayenehanesinde hekim yaparken bir yandan da hobi olarak başladığı ahşap oymacılığı yeteneğini geliştiriyordu. 2020 yılında emekli olan İşleyen, bu yeteneğini farklı bir boyuta taşıyarak bölgenin en önemli geçim kaynaklarından olan Oltu taşının tozunu, ahşap oyuklarında kullanmaya başladı.
HOBİ OLARAK BAŞLADI
Emekliye ayrılan doktor Yakup İşleyen, artık günlerini kendisi için hazırladığı atölyesinde tablo, kutu ve sandık gibi yeni çalışmalar yaparak Oltu taşı tozuyla ahşap oymacılığı yaparak geçiriyor.
AA muhabirleri ile röportaj yapan İşleyen, doktorluk yaptığı yıllarda hobi olarak başladığı ağaç oymacılığına Kovid-19'dan sonra daha sıkı şekilde sarıldığını ve emekli olduktan sonra da bu alana tamamen yönelerek kendini geliştirdiğini söyledi.
"İnsanlar bir sanat dalıyla uğraşırken gerçekten mutlu oluyor. Sanat bir tedavi şekli. Eliniz ayağınız tutuyorsa, topluma faydası olan bir şeyleri de vücuda getirmek zorundasınız. Ben çok mutlu oluyorum." diyen İşleyen, yıllardır yaşadığı Oltu ilçesinin önemli geçim kaynaklarından olan Oltu taşını bir hobi ile birleştirerek nasıl bir geçim kaynağı olacağını göstermeyi amaçladığını da vurguladı.
NESİLLERİ BİRLEŞTİRİYORUM
İşleyen, iki farklı şeyi birbiriyle uyum içinde birleştirerek nesilleri bir araya getirdiğini şu sözlerle ifade etti:
"Oltu deyince aklımıza Oltu taşı gelir, başka bir gelir kaynağı da yok. Ahşap oyma üzerine Oltu taşı tozunu kullanmaya başladım. Oltu taşı, ağaç, özellikle ardıç reçinesinin fosilleşmesi sonucu ortaya çıkan bir yarı kıymetli maden. Ahşap ise ağaç. Milyonlarca yıl önce fosil hale gelmiş olan Oltu taşıyla yeni nesil ahşabı birleştiriyor ve aslında nesilleri bir araya getirmeye çalışıyorum."
Oltu taşının çok zor çatlarda çıkarıldığını belirten İşleyen, "Ne yazık ki çok kimsenin farkında olmamasına rağmen çıkarılan bu kadar zor ve az çıkarılan bu madenin ancak yüzde 30'u kullanılabiliyor. Yüzde 70'i toz ve atık madde olarak tamamen heba ediliyor. Bir şekilde buna bir katma değer katmak lazım." diyerek bu değerli madenin büyük bir çoğunun ziyan olduğuna vurgu yaptı.
FARKLI KULLANIM ALANLARINA DİKKAT ÇEKMEK İSTEDİM
"Nereden baksanız 8 bin kişilik bir fabrikadan bahsediyoruz. Bunların geleceğini de bir şekilde yönlendirmek adına Oltu taşı tozunu farklı yerlerde kullanmanın mümkün olabileceğini göstermek istedim." diyerek sözlerini tamamlayan İşleyen, Oltu taşının doğrudan binlerce insanın gelir kapısı olduğunun da altını çizdi.
BİR YORUM YAPIN 0