Hem fiziksel hem psikolojik sorunlara yol açan ve çağın en tehlikeli hastalıklarından biri olarak görülen "Anoreksiya Nervoza", yetersiz beslenme sonucu organ hasarlarına ve hatta ölüme neden olabiliyor. "Bedenin değil, yaşamın değerlidir." diyerek bu hastalığa dikkat çeken Uzman Psikolog Serkan Yükcü, önemli uyarılarda bulundu.
Bir dönem izleyenleri ekran başına kilitleyen "İşte Benim Stilim" programıyla ünlenen sosyal medya fenomeni Nihal Candan, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitirdi.
Uzun süredir 'Anoreksiya Nervoza' ile mücadele eden ve yaşadığı yeme bozukluğu sebebiyle 23 kiloya kadar düşen Candan'ın vefatı, çağın en tehlikeli sağlık sorunlarından 'Anoreksiya Nervoza'yı bir kez daha gündeme taşıdı.
Kişinin yalnızca vücudunu değil ruhsal durumunu da hedef alan bu hastalığın ciddiyetine dikkat çeken Uzman Psikolog Serkan Yükcü, önemli uyarılarda bulundu.
İşte, Uzman Psikolog Serkan Yükcü'nün kaleme aldığı o yazı...
"ZAYIF OL, GÜZEL KAL... VE ÖL!"
Aynaya baktığında bedenini değil, kusurlarını gören kaç kadın tanıyorsunuz? Sayamayacak kadar çok, değil mi? Modern çağın en tehlikeli hastalıklarından biri sessizce kadınları esir alıyor: Anoreksiya nervoza.
Anoreksiya, yalnızca yemek yememek ya da kilo vermeye çalışmak değildir. Bu, kişinin kendi beden algısını bozan; zihni, kalbi ve yaşamı tüketen bir ölüm dansıdır. Özellikle genç kadınlar arasında yaygın olan bu hastalık, “güzellik” adı altında sunulan bir illüzyona teslim olmanın acı sonucudur.
Televizyonlarda, sosyal medyada, reklam panolarında bize ne öğretiliyor? “İnceysen değerlisin. İnceysen güzelsin. İnceysen sevilirsin.”
Peki bu algı, genç kızların gözünde kaç kiloyu “yaşanabilir”, kaç kiloyu “fazla” kılar?
Cevap ürkütücü: Bazıları için 50 kilo bile fazla.
Bunun sonu ise genellikle acil servislerde, yoğun bakımda ya da ne yazık ki mezarlıklarda bitiyor.
Anoreksiya yalnızca fiziksel değil, psikolojik bir intihardır. Kendisini aynada çarpıtılmış bir bedenle gören birey, aç kalarak aslında görünmez olmayı arzulamaktadır. Her eksilen kilo, biraz daha “yeterli olma” çabasıdır. Ama o “yeterli” asla gelmez.
Toplumsal olarak dayatılan kusursuzluk beklentisi, birçok genç kadını kendisine düşman hale getiriyor. Ailelerin, eğitimcilerin ve uzmanların bu konuda daha duyarlı olması şart. Çünkü anoreksiya; yalnızca kişinin değil, bir ailenin, bir toplumun sağlığını da tehdit eden sinsi bir hastalıktır.
Kadınlara şunu hatırlatmalıyız:
Bedenin değil, yaşamın değerlidir.
Zayıf olmak bir başarı değil; hayatta kalmak, kendini sevmek, sağlıklı kalmak başarıdır.
Ve güzellik…
İçimizdeki iyilik, zekâ, şefkat ve özgüvenle başlar.
Ne tartıyla ölçülür ne de beden ölçüsüyle tanımlanır.
Sevgiyle Kalın;
Uzman Psikolog Serkan YÜKCÜ
BİR YORUM YAPIN 0