Kişinin duygusal, zihinsel ve bazen de fiziksel durumuna etki eden ve "toksik" olarak adlandırılan dinamikler, hayatımızı önemli ölçüde etkiliyor. Toksik dinamiklerin içten içe zarar veren ilişki biçimleri olduğuna işaret eden Klinik Psikolog Sümeyye Üstün, özellikle arkadaşlık ilişkilerinde yaşanan 'toksik' dinamikler hakkında altın değerinde tavsiyelerde bulunuyor.
İnsanlar olarak sosyal canlılarız. Arkadaşlık ilişkileriyle yaşar ve arkadaşlıklara ihtiyaç duyarız. Arkadaşlar kimi zaman aileden bile daha yakın olur; koşulsuz sevgiyi, desteği, güveni onlardan görürüz. Bunlar duygusal olarak bizi iyileştiren, bizi hayatta daha da ileri götüren ilişkilerdir. Ancak kimi zaman da bazı arkadaşlıklar günlük hayatta “toksik” denilen dinamiklerden oluşur. Toksik dinamikler, içten içe zarar veren ilişki biçimlerini ifade eder. İlişkilerde kavga kıyamet olmasa da, dışarıdan iyi ve güzel görünse de, iç dünyada uyumsuz, huzursuz hissettiren ilişki biçimleridir.
TOKSİK ARKADAŞLIKLAR NASIL ANLAŞILIR?
- Sürekli suçluluk hissettirilmesi
- Duyguların küçümsenmesi
- Sürekli olarak tek taraflı fedakarlıkların yapılması
- Arada huzursuz bir rekabet hissinin olması
- Gizli güç oyunlarına girişmek
- Sınırların belirsizleşmesi
Arkadaş ilişkilerinde bu ve benzeri durumların sürekli olarak yaşanıyor olması, orada bir şeylerin yanlış gittiğini gösteriyor olabilir. Öte yandan, ilişkilerin her zaman karşılıklı bir etkileşimde olduğu unutulmamalıdır. Bunu puzzle parçaları gibi düşünebiliriz. Yan yana duran iki parça birbirini tamamlamak üzeredir. Karşılıklı uyum, benzerlikler ve birbirini tamamlamalarından dolayı bir arada durabilirler.

DUYGUSAL YÜKÜ TEK BAŞINA YÜKLENMEK
Bazı insanlar ilişkilerin taşıyıcı kolonu gibidir. Dinleyen, anlayan, toparlayan, idare eden tarafta olurlar. Ancak kendilerinin bir ihtiyacı olduğunda karşısında birini bulamaz, yalnız kalırlar. Kendilerini ilişkiden çektiklerindeyse, tuttukları o ilişki tıpkı bir bina gibi yıkılıverir. Bu büyük bir hayal kırıklığı, derin bir üzüntü, öfke, değersizlik gibi duygular oluşturur. Esasında bu kişiler için böyle bir arkadaşlık yapmak tesadüf değildir. Çocukluktan beri öğrenegeldikleri bir duygusal kalıbı tekrar ediyorlardır. Kendi arzu ve ihtiyaçlarını görmezden gelip başkalarının -belki talep bile etmediği- arzu ve ihtiyaçlarını gidermekle meşguldürler. İlişkiler sürer ancak kişi kendinden eksilir.

ARKADAŞLIKLARDAKİ KIYASLAMALAR VE GİZLİ REKABETLER
Arkadaşlık ilişkilerindeki kıyas ve rekabetler her zaman açık açık yapılmaz. Şaka kılığında, belki bir sessizlikte, belki de bir bakışta gizli olabilir. Sürekli kıyaslanmanın, başkalarından daha iyi olma çabasının altında güçlü bir yetersizlik duygusu vardır. Bazı kişiler kendi geçmişlerinden getirdikleri yetersizlik duygularıyla baş etmekte zorlanırlar. Bu yetersizliği başkalarını küçümsemek veya onları geçmeye çalışmakla telafi etmeye çalışır. Kişi mutluyken ona mesafe koyması, güçlüyken soğuklaşması veya sadece zorlanılan yerlerde yakınlaşması gibi şekillerde de görünebilir. Ancak bunlar beyhude birer çabadır.

ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİNDE SINIRLARIN BELİRSİZLEŞMESİ
Bazı arkadaşlıklarda her şey fazlaca iç içedir. Kişiler kendilerine dair her detayı arkadaşlarına anlatabilir, birbirlerinin her şeyini bilir, her şeyine müdahale eder veya birbirleriyle her şeylerini paylaşabilirler. Dışarıdan bakıldığın yakın ve iyi bir arkadaşlık gibi görünürken, ayrışmanın tamamlanmadığı, yapışık bir ilişkiden de söz ediyor olabiliriz. Bu durumun zararlı olup olmadığı belki şuradan anlaşılabilir:
- Arkadaşınız size bir şeyini söylemediğinde ihanet ediyormuş gibi geliyorsa,
- Arkadaşınız sizinle bir şeyini paylaşmadığında sizden uzaklaşıyor ve sizi bırakacakmış gibi geliyorsa, bunun altında çoğu zaman terk edilme duyguları yatar. Kişi terk edilmemek veya yalnız kalmamak uğruna kendi alanını kaybeder.
ARKADAŞLIKLARDAKİ DUYGUSAL MANİPÜLASYONLAR
Duygusal manipülasyonlar bir tür kontrol etme biçimidir. Bazen kendimizde düzeltemediğimiz, eksik kalan durumları farkında olmadan bir başkasının üzerinden düzeltmeye girişebiliriz. Veya kontrol edemediğimiz belirsiz durumları, bildiğimiz ve dolayısıyla kontrol edebildiğimiz tarafa çekmeye eğilimli olabiliriz. Bu ve benzeri durumları ilişkilerimizde duygusal manipülasyon olarak yaşarız.
- "Ben senin yerinde olsam böyle yapmazdım"
- "Bunu söylediğim için kötü hissediyorsan sorun sende"
- "Ben sadece dürüstüm/dobra biriyim" vb. cümleleri sık sık kuruyor veya bu tür cümlelere sık sık maruz kalıyorsanız kontrole dayalı bir ilişkinin içindesinizdir.
SAĞLIKLI ARKADAŞLIK NASIL HİSSEDİLİR?
Arkadaşlık ilişkileri, her ilişki gibi karmaşıktır. Tek bir doğrusu ya da yanlışı yoktur. Yukarıda bahsettiklerimizi zaman zaman yaşıyor olmanız, ilişkinizin toptan kötü olduğu anlamına gelmez. Hepimiz insanız ve zaman zaman iyi, zaman zaman kötü dönemlerden geçeriz. Bazen bazı duygularımızı yönetmek zor olabilir ve bunları arkadaşlarımıza yansıtabiliriz. Önemli olan, insanın kendisine bakabilmesi ve ilişkileri sürdürürken bir karşılıklılık olmasıdır. Alma-verme dengesinin kurulabilmesi önemlidir. Öte yandan, arkadaşlık ilişkilerinde sürekli benzer duyguların ve çatışmaların yaşanması kişinin kendi iç dünyasına dair de bazı şeyleri gösterir. Kişinin bunlara bakabilmesi, kendini ve sınırlarını bilmesi, ihtiyaçlarını tanıması uzun vadede ilişkilerini de düzenleyecek önemli bir etkendir.

Sağlıklı arkadaşlıkta:
· "Hayır" demek ilişkiyi bozmaz
· Başarılar paylaşılabilir
· Kıyas değil, destek vardır
· Duygular küçümsenmez
· Sınırlar saygıyla karşılanır
· Sessizlik bağın kopuşu anlamına gelmez
· Kişi kendi gibi kalabilir, kendi gibi hissedebilir
Arkadaşlarımız birer ayna gibidir. Her biri bize kendimizi gösterir. Üstlendiğimiz rolleri, neleri tolere edip neleri edemediğimizi, hangi durumlarda kendimizden vazgeçebildiğimizi, hangi durumlarda kalın duvarlar ördüğümüzü gösterir. İlişkilerimizde toksik dinamiklere sahip olmak bir suç da değildir. Oralarda bakan gözler için nice anlamlar vardır.
Klinik Psikolog Sümeyye Üstün
BİR YORUM YAPIN 0