
Sınav hazırlığı, öğrenciler için yoğun bir bilgi edinme sürecinin yanında önemli bir “duygusal yük” anlamına gelmektedir. Bu süreçte ortaya çıkan sınav kaygısı kontrol edilemediğinde; öğrencinin bilgi düzeyinden bağımsız olarak, akademik performansı olumsuz etkilenebilir.
Çocuklarda okul başarısını etkileyen en önemli faktörlerden birisi olan sınav kaygısı, kontrol altına alınmadığında ciddi sorunlara yol açabiliyor. Sınav kaygısının neden olduğu zihinsel ve fiziksel olumsuzlukları önleme konusunda, uzmanların önerdiği en etkili yol, kaygının bastırılması değil, fark edilerek kontrol altına alınmasıdır.
Sınav kaygısıyla başa çıkmak ve olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:
- Başarıyı bilgisizlik değil, “Kaygı” gölgeliyor
- Sınav öncesi kaygı fiziksel belirtilerle performansı etkileyebiliyor
- Düzenli yaşam alışkanlıkları ve planlı çalışma kaygıyı azaltıyor
- Aileler ve öğretmenler öğrencilere anlayışla yaklaşmalı
DOĞRU NEFES TEKNİKLERİYLE KAYGININ YÖNETİLMESİ MÜMKÜN
Derin nefes alma, gevşeme egzersizleri, içsel telkinler ve dikkat odağını soruya yöneltme gibi yöntemler, kaygının yönetilmesinde etkilidir. Ayrıca sınav sürecinde öğretmen ve ailelerin tutumu, öğrencinin psikolojik dayanıklılığı üzerinde belirleyici rol oynamaktadır. Destekleyici bir çevre, öğrencinin yalnızca başarıya değil, sağlıklı bir sınav sürecine de odaklanmasını sağlar.
SADECE ZİHİNSEL DEĞİL FİZİKSEL BELİRTİLERE DE DİKKAT
Sınava yönelik endişe, çoğu zaman sadece bilgi eksikliğinden değil; sınavın anlamı, beklentiler ve kişinin kendisiyle ilgili düşüncelerinden de kaynaklanabilmektedir.
Kaygı kontrol edilebilir bir düzeyde dikkat ve motivasyonu artırabiliyorken; kontrol edilemediğinde hem fiziksel hem de ruhsal problemlere neden olabilmektedir. Mide bulantısı, kalp çarpıntısı, nefes darlığı gibi fiziksel belirtiler hisseden; dikkati dağılan, özgüveni azalan öğrencilerin performansında düşüşler yaşanabildiği gibi; özellikle sınavın sonucu üzerinde fazla yoğunlaşmak, felaket senaryoları kurmak ya da kendi yetersizliğine inanmak da kaygıyı artıran etmenler arasında yer almaktadır.
DÜZENLİ YAŞAM VE PLANLI ÇALIŞMA ÇOK ÖNEMLİ
Unutulmamalıdır ki; sınav sürecinde başarılı olabilmek için yalnızca akademik bilgi yeterli değildir. Öğrencinin zihinsel ve duygusal olarak dengede kalması da en az bilgi kadar önem taşımaktadır. Bu nedenle sınav öncesi dönemde düzenli uyku, dengeli beslenme, yeterli su tüketimi ve ekran süresinin sınırlandırılması gibi temel yaşam alışkanlıklarının korunması gerekmektedir. Ayrıca, çalışmanın plansız ve kontrolsüz şekilde değil; hedeflere bölünerek yapılması, öğrencinin sınav sürecine hâkimiyetini artırırken, kaygı düzeyini de azaltmaktadır.
EN ETKİLİ YOL: FARK ETMEK VE YÖNETMEK
Duygularla baş edebilme becerilerinin gelişmesi bu süreçte ayrı bir önem taşır. Kaygının bastırılması değil, fark edilerek kontrol altına alınması gereklidir. Derin nefes alma, gevşeme egzersizleri, içsel telkinler ve dikkat odağını soruya yöneltme gibi yöntemler, kaygının yönetilmesinde etkilidir. Bu süreçte öğrencilere, sınavın “kişiliklerini ya da yaşam değerlerini belirleyen” bir unsur olmadığının; yalnızca mevcut bilgilerinin değerlendirildiği bir araç olduğunun sık sık hatırlatılması önemlidir.
AİLELER VE ÖĞRETMENLERE BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR
Sınav sürecinde öğretmen ve ailelerin tutumu, öğrencinin psikolojik dayanıklılığı üzerinde belirleyici rol oynamaktadır. Anlayışlı, güven veren ve yargılamayan bir yaklaşım, öğrencinin kendine olan inancını pekiştirir. Destekleyici bir çevre, öğrencinin yalnızca başarıya değil, sağlıklı bir sınav sürecine de odaklanmasını sağlar. Bu dönemde ruh sağlığını koruyan yaklaşımlar, öğrencilerin sadece sınavı değil, yaşamı da sağlıklı biçimde yönetmesini mümkün kılmaktadır


BİR YORUM YAPIN 0