Avrupa'ya diz çöktüren Osmanlı yiğidi! Yüzlerce yıldır Balaban Hasan'ı unutmadılar

Cesareti, yiğitliği ve mertliğiyle Avrupa'nın kaderini değiştiren bir Türk düşünün. Balaban Hasan Osmanlı döneminde yaşayan bir askerden fazlasıydı. Kahraman Yeniçeri Balaban Hasan Avrupa'nın göbeğinde yaptığı yiğitlikle yüzlerce yıl geçse de hala büyük bir sevgi ve saygıyla anılıyor. 336 yıl geçmesine rağmen İtalyanların kurtarıcısı olan Balaban Hasan'ın öyküsü sizleri çok şaşırtacak.

Orta Çağ'dan Yakın Çağ'a kadar Kültür ve Medeniyetlerin beşiği haline gelen Osmanlı İmparatorluğu, dünya tarihinin en önemli ve en etkili imparatorluklarından biri olarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı. 3 kıtada kudretiyle hüküm süren ve fethettiği topraklara adalet getiren bu eşsiz imparatorluğun izlerine hala daha pek çok ülkede rastlamak mümkün. Osmanlı denildiğinde akıllara o kadar çok başarı, hikaye ve detay geliyor ki bazıları duyanları hayrete düşürüyor. Balaban Hasan da işte tam da bu tarihi kişiliklerden biri olarak Avrupa'nın göbeğinde bir efsane olarak anılıyor. Peki siz hiç Balaban Hasan'ın şaşırtıcı öyküsünü duymuş muydunuz? İşte, yiğitliğiyle nam salan Balaban Hasan'ın unutulmaz hikayesi...

Osmanlı Ordusunda yer alan sayısız yeniçeriden biri olan Hasan, yaşıtlarından çok daha iri ve güçlü olması nedeniyle çevresinden "Balaban" lakabını almıştı. Pek çok Avrupa dilini ustalıkla konuşan Balaban Hasan, Osmanlı ordusunda istihbarat subayı olarak görev yapıyor ve yabancı kültürlere olan yatkınlığı sebebiyle Viyana, Berlin ve Roma gibi şehirlere rahatlıkla girip çıkıyordu.

Gittiği şehirlerde düşman ülkelerin askeri durumuna dair bilgilere sahip olan Balaban Hasan,  Avrupa'nın ve Viyana kalesinin zayıfladığını, derhal Viyana üzerine bir sefer düzenlenmesi gerektiğini, eğer hemen bir sefer düzenlenirse Viyana Kalesi'nin kolaylıkla düşebileceğini fark edince apar topar İstanbul'a geldi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde kuşatılan ve alınamayan Viyana'ya bir kez daha sefer düzenlenme fikrine sıcak bakmayan Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ise bu durumu Padişah IV.Mehmed'e bildirmek konusunda büyük bir endişe yaşıyordu ve bundan dolayı Balaban Hasan'ı Viyana'ya yeni bir göreve göndermek istedi.

Osmanlı Ordusuyla surlara dayanıp kaleyi almak hayaliyle gelen Balaban Hasan, sadrazamın bu davranışı karşısında sinirlendi ve derhal sefere çıkılmasını, on binlerce Osmanlı askerinin gönlünde yatan zaferin hala beklendiği için I. Viyana kuşatmasında şehid olan Osmanlı askerlerinin kemiklerinin sızladığını hiddetli bir şekilde paşaya haykırdı. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa ise bir yeniçerinin kendisiyle bu şekilde konuşmasına öfkelenerek Balaban Hasan'ın öldürülmesini emretti. Konuşma esnasında odada olan yeniçeri ağası ve diğer yeniçeriler bu emrin üzerine Balaban Hasan'ı cellatlara götürürken kaçmasına izin verdi. 

İstanbul'da kaçak konumuna gelen Balaban Hasan, Osmanlı'nın Avrupa'da bulunan sınır kalelerine giderek kendisini başka biri gibi tanıttı ve beklediği II. Viyana Kuşatmasının olduğunu duyunca gizlice sefere katıldı. Ancak işler umduğu gibi gitmeyip yaralanan Balaban Hasan, savaş meydanından bulduğu bir at ile oradan uzaklaştı ve bilinci kapalı bir şekilde atıyla İtalya'nın Moeno Köyü'ne doğru yol aldı. Köylüler buldukları bu yaralı askeri hemen iyileştirdi ve İtalyanca konuşabilen Balaban Hasan'ı bağrına bastı. Zamanla köylülere alışan ve "El-Turco" adıyla anılmaya başlanan Hasan, yıllar boyu burada mutlu yaşadı. Ta ki bir gün Alman derebeylerinin askerleri köye gelene dek...

Köylünün elinde ne var ne yoksa vergi adı altında her şeyi alan bu derebeylerinin askerlerine öfke duyan Balaban Hasan, Yeniçeri ocağında öğrendiği savaş tekniklerini köylülere öğretti. Daha sonra tekrar vergi toplamaya gelen askerler karşılarında, Balaban Hasan komutasında silahlanmış köylüleri görünce neye uğradığını şaşırdı ve geri çekildi.

Moeno Köyü'ne barış ve bolluk getiren bu Osmanlı askeri, köylülerin kurtarıcısı oldu. Balaban Hasan bu köyün tarihinde o kadar büyük bir değer taşımaktadır ki köy o günden bugüne 'La Turqie' ismiyle hafızalarda yer edinmektedir.

Aynı zamanda köyün çeşitli noktalarında Balaban Hasan'ın heykelleri ve Türk bayrakları yer almaktadır.

Tüm bu olayların üzerinden 336 yıl geçmesine rağmen bu köyde yaşayan insanlar, Balaban Hasan'ın soyundan geldiklerini ve Türk olduklarını dile getirmektedir.

İLİŞKİLİ HABER

Selda Alkor 4 yapraklı yoncayı hedef aldı: Memduh Ün olmasa Fatma Girik olur muydu?

İLİŞKİLİ HABER

Komedyen Özgür Turhan sahneden düştü! Sağlık durumunu açıkladı!