Ahkaf Suresi'nin faziletleri nelerdir? Ahkaf Suresi okunuşu ve anlamı

Adını Kur'an-ı Kerim'deki 21. ayette geçen ahkaf kelimesinden alan Ahkaf Suresi Mekke döneminde indirilmiştir. Peki "Hâ-mîm" ile başlayan ve Mushaf’ta art arda dizilmiş bulunan yedi sûrenin sonuncusu Ahkaf Suresi'nin faziletleri nelerdir? Ahkaf Suresi'nin Arapça okunuşu ve Türkçe anlamı nedir? Tüm detaylarıyla haberimizde bulabilirsiniz.

Uzun, meyilli ve yüksekçe kum yığını manasını gelen hıkfın çoğulu olan ahkaf kelimesi "Eğri büğrü kum tepeleri" anlamına gelir. Bazı kaynaklarda farklı bilgiler verilse de Kur'an-ı Kerîm'de Âd kavminin, Hz. Hûd tarafından imana davet edildikleri sırada yaşadıkları yerin adı olarak geçer. Ahkaf Suresi adını, yirmi birinci ayette geçen ahkaf kelimesinden almıştır. "Hâ-mîm" ile başlayan sure, Mushaf'ta art arda dizilmiş yedi surenin sonuncusudur. Mekke döneminde Casiye Suresi'nden sonra nazil olmuş olan Ahkaf Suresi, 35 ayetten oluşmaktadır. Allah Ahkāf sûresinde, Hz. Peygamber'e kavminden gördüğü eza ve cefaya, diğer büyük peygamberler (ülü'l-azm) gibi katlanmasını tavsiye etmiştir. Sure, son ayetlerinde küfrün sonunun yakın olduğunu, inananların mutlaka başarıya ulaşacaklarını haber verir. Ahkaf Suresi bir sonraki Muhammed Suresi ile de bağlantılıdır.

Muhammed Suresinde, cihad ve savaşa izin veren âyetler bulunurken, Mekkeli müşriklerin uğrayacağı hezimetin eski ümmetlerin helâkinde görüldüğü gibi tabii afetler sebebiyle değil, ileride güçlenecek olan Müslümanların eliyle gerçekleşeceği müjdelenir. Bu nokta aynı zamanda bu iki sûre arasındaki münasebeti de gösterir.

Ahkaf Suresi

Ahkaf Suresi

Tekasür suresi fazileti ve sırları! Tekasür suresi Arapça ve Türkçe okunuşuİLİŞKİLİ HABERTekasür suresi fazileti ve sırları! Tekasür suresi Arapça ve Türkçe okunuşu

AHKAF SURESİ 5 GRUPTA İNCELENEBİLİR

Kendisinden önceki Casiye Suresi'nin devamı mahiyetinde olan Ahkaf Suresi içerik olarak 5 grupta incelemek mümkündür. 

  • 1-6. ayetlerde, Kur'an-ı Kerîm'in Allah tarafından indirilmiş bir kitap olduğuna işaret edildikten sonra Allah’ın göğü, yeri ve diğer varlıkları belli bir süre içinde ve bir gayeye bağlı olarak yarattığı, bu gerçek apaçık ortadayken Allah’tan başka ilah edinmenin anlamsız olduğu, haklarında akla veya nakle dayalı hiçbir delil bulunmayan, sürekli yakarılsa da kıyamete kadar hiçbir karşılık veremeyecek olan putlara tapmanın gereksiz olduğu anlatılır. Öte yandan bunun ne kötü bir sapıklık olduğuna dikkat çekilir.
     
  • 7-14. ayetler, vahyin gerçekliği ve buna bağlı olarak Hz. Muhammed'in hak peygamber olduğunu, Kur'an'ın üstünlüğünü, iman davasının haklılığını ve müşriklerin bile bile gerçeği kabule yanaşmadıklarını anlatır.
     
  • 15-20. âyetlerde Allah, imanın iyilik ve ahlâkla, inkârın da kötülük ve ahlâksızlıkla olan ilişkisine değinir. Daha çok gerçek müminin aile ve sosyal çevresiyle olan iyi münasebetleri üzerinde durulur. Allah'a ve âhiret gününe inanan insanın Allah'ın emrine uyarak O'nun rızasını iyi davranışlarda araması ve iyiliğin her şeyden önce en yakınlara, özellikle anne ve babaya yapılması gerektiğine işaret edilir. Kendisini büyütmek ve yetiştirmek için birçok sıkıntılara katlanan anne ve babasına karşı saygılı davranmayan, onların öğütlerini dinlemeyenlerin ahirette azap görecekleri söylenir.
     
  • 21-29. ayetlerde, Mekkeli müşriklerin Hz. Peygamber'e ve müminlere karşı takındıkları olumsuz tavırdan vazgeçip öğüt almaları için kendilerine Âd kavminin akıbeti hatırlatılır. Hz. Hûd’un Âd kavmini putları bırakıp yalnız Allah'a kulluk etmeleri, aksi halde büyük bir felâkete uğrayacaklarının haberini vermesine rağmen onların küfür ve inkârda ısrar ettikleri, Allah'ın da onlara ceza olara, her şeyi yıkıp yok eden korkunç bir kum fırtınası ile helâk ettiği anlatılır. Öte yandan bu ayetlerde, aynı âkıbete uğrayan diğer toplumların halinden ibret alınması öğütlenir.
     
  • Son âyetlerde ise cinlerin de insanlar gibi Hz. Peygamber'in tebliğine uymakla mükellef oldukları ve bu konuda uyarıldıkları belirtilir. Aynı zamanda Allah'ın davetine uymayanların apaçık bir sapıklık içinde olduklarına ve onların da ahirette cezalandırılacaklarına işaret edilir.

Ahkaf Suresinin faziletleri nelerdir?

Ahkaf Suresinin faziletleri nelerdir?

AHKAF SURESİ'NİN FAZİLETLERİ NELERDİR?

Bir rivayete göre Resulallah (SAV) şöyle buyurmuştur: "Ahkaf suresini okuyan bir kişi için yeryüzünde bulunan bütün kum tanelerinin adedinin on katı kadar sevap verilir. Kişinin on katı kadar günahı affedilerek derecesi de bir o kadar yükseltilir."

  • Kim Ahkaf suresini okuyup kendi üzerine üfler ise Allah'ın izni ile bu kişi şeytanların ve cinlerin şerrinden korunur,
     
  • Ahkaf suresi yatmadan önce okunursa kişi kötü rüya görmekten de korunur,
     
  • Ahkaf suresi eşyaların korunabilmesi içinde de okunabilir,
     
  • Ahkaf suresini devamlı olarak okuyan kişilerin taleplerini Allah (c.c) karşılıksız bırakmaz.

Ahkaf Suresinin okunuşu

Ahkaf Suresinin okunuşu

AHKAF SURESİ'NİN ARAPÇA OKUNUŞU VE TÜRKÇE MEALİ

  • 1. SAYFA;

Ahkaf 1. sayfa

Ahkaf 1. sayfa

Bismillahir rahmanir rahim.

1- Ha mim.

2- Tenzilul kitabi minallahil azizil hakim.

3- Ma halaknes semavati vel arda ve ma beyne huma illa bil hakkı ve ecelin musemma, vellezine keferu amma unziru mu’ridun.

4- Kul ereeytum ma ted’une min dunillahi eruni maza halaku minel ardı em lehum şirkun fis semavat, ituni bi kitabin min kabli haza ev esaretin min ilmin in kuntum sadikin.

5- Ve men edallu mimmen yed’u min dunillahi men la yestecibu lehu ila yevmil kıyameti ve hum an duaihim gafilun.

  • 2. SAYFA;

Ahkaf ikinci sayfa

Ahkaf ikinci sayfa

6- Ve iza huşiren nasu kanu lehum a’daen ve kanu bi ibadetihim kafirin.

7- Ve iza tutla aleyhim ayatuna beyyinatin kalellezine keferu lil hakkı lemma caehum haza sihrun mubin.

8- Em yekulunefterah, kul iniftereytuhu fe la temlikune li minallahi şey’a, huve a’lemu bi ma tufidune fih, kefa bihi şehiden beyni ve beynekum ve huvel gafurur rahim.

9- Kul ma kuntu bid’an miner rusuli ve ma edri ma yuf’alu bi ve la bikum, in ettebiu illa ma yuha ileyye ve ma ene illa nezirun mubin.

10- Kul e reeytum in kane min indillahi ve kefertum bihi ve şehide şahidun min beni israile ala mislihi fe amene vestekbertum innallahe la yehdil kavmez zalimin.

11- Ve kalellezine keferu lillezine amenulev kane hayren ma sebekuna ileyh, ve iz lem yehtedu bihi fe seyekulune haza ifkun kadim.

12- Ve min kablihi kitabu musa imamen ve rahmeh ve haza kitabun musaddikun lisanen arabiyyen li yunzirellezine zalemu ve buşra lil muhsinin.

3- İnnellezine kalu rabbunallahu summestekamu fe la havfun aleyhim ve la hum yahzenun.

14- Ulaike ashabul cenneti halidine fiha, cezaen bima kanu ya’melun.

  • 3. SAYFA;

Ahkaf üçüncü sayfa

Ahkaf üçüncü sayfa

15- Ve vassaynel insane bi valideyhi ihsana, hamelethu ummuhu kurhen ve vadaathu kurha, ve hamluhu ve fisaluhu selasune şehra, hatta iza belega eşuddehu ve belega erbaine seneten kale rabbi evzı’ni en eşkure ni’metekelleti en’amte aleyye ve ala valideyye ve en a’mele salihan terdahu ve aslıh li fi zurriyyeti, inni tubtu ileyke ve inni minel muslimin.

16- Ulaikellezine netekabbelu anhum ahsene ma amilu ve netecavezu an seyyiatihim fi ashabil cenneh, va’des sıdkıllezi kanu yuadun.

17- Vellezi kale li valideyhi uffın lekuma e teidanini en uhrece ve kad haletil kurunu min kabli ve huma yestegisanillahe veyleke amin, inne va’dallahi hakk, fe yekulu ma haza illa esatirul evvelin.

18- Ulaikellezine hakka aleyhimul kavlu fi umemin kad halet min kablihim minel cinni vel ins, innehum kanu hasirin.

19- Ve li kullin derecatun mimma amilu, ve li yuveffiyehum a’malehum ve hum la yuzlemun.

20- Ve yevme yu’radullezine keferu alen nar, ezhebtum tayyibatikum fi hayatikumud dunya vestemta’tum biha fel yevme tuczevne azabel huni bi ma kuntum testekbirune fil ardı bi gayril hakkı ve bi ma kuntum tefsukun.

  • 4. SAYFA;

Ahkaf dördüncü sayfa

Ahkaf dördüncü sayfa

21- Vezkur eha ad, iz enzere kavmehu bil ahkafi ve kad haletin nuzuru min beyni yedeyhi ve min halfihi ella ta’budu illallah, inni ehafu aleykum azabe yevmin azim.

22- Kalu eci’tena li te’fikena an alihetina, fe’tina bi ma teıduna in kunte mines sadikin.

23- Kale innemel ilmu indallahi ve ubelligukum ma ursiltu bihi ve lakinni erakum kavmen techelun.

24- Fe lemma reevhu aridan mustakbile evdiyetihim kalu haza aridun mumtıruna, bel huve mesta’celtum bih, rihun fiha azabun elim.

25- Tudemmiru kulle şey’in bi emri rabbiha fe asbehu la yura illa mesakinuhum kezalike neczil kavmel mucrimin.

26- Ve lekad mekkenna hum fi ma in mekkennakum fihi ve cealna lehum sem’an ve ebsaren ve ef’ideten fe ma agna anhum sem’uhum ve la ebsaruhum ve la ef’idetuhum min şey’in iz kanu yechadune bi ayatillahi ve haka bihim ma kanu bihi yestehziun.

27- Ve lekad ehlekna ma havlekum minel kura ve sarrafnel ayati leallehum yerciun.

28- Fe lev la nasare humullezinettehazu min dunillahi kurbanen aliheh, bel dallu anhum, ve zalike ifkuhum ve ma kanu yefterun.

  • 5. SAYFA;

Ahkaf beşinci sayfa

Ahkaf beşinci sayfa

29- Ve iz sarefna ileyke neferen minel cinni yestemiunel kur’an, fe lemma hadaruhu kalu ensıtu, fe lemma kudıye vellev ila kavmihim munzirin.

30- Kalu ya kavmena inna semi’na kitaben unzile min ba’di musa musaddikan li ma beyne yedeyhi yehdi ilel hakkı ve ila tarikın mustekim.

31- Ya kavmena ecibu daiyallahi ve aminu bihi yagfir lekum min zunubikum ve yucirkum min azabin elim.

32- Ve men la yucib daiyallahi fe leyse bi mu’cizin fil ardı ve leyse lehu min dunihi evliyau, ulaike fi dalalin mubin.

33- E ve lem yerev ennallahellezi halakas semavati vel arda ve lem ya’ye bi halkıhinne bi kadirin ala en yuhyiyel mevta, bela innehu ala kulli şey’in kadir.

34- Ve yevme yu’redullezine keferu alen nar,e leyse haza bil hakk, kalu bela ve rabbina, kale fe zukul azabe bi ma kuntum tekfurun.

35- Fasbir kema sabere ulul azmi miner rusuli ve la testa’cil lehum, ke ennehum yevme yerevne ma yuadune lem yelbesu illa saaten min nehar, belag, fe hel yuhleku illel kavmul fasikun.

TÜRKÇE ANLAMI

  • 1. SAYFA;

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.

1- Ha, Mim.

2- Bu kitabın ceste ceste indirilmesi çok güçlü ve hikmet sahibi Allah tarafındandır.

3- Biz, gökleri, yeri ve aralarındakileri ancak hak ile ve belirli bir süre için yarattık. Küfredenler ise uyarıldıkları şeylerden alındırmıyorlar (yüz çeviriyorlar).

4- De ki: “Şimdi baksanıza, şu sizin Allah’ın berisinden (Allah’tan başka) yalvarıp durduklarınıza, gösterin bana, onlar yeryüzünün hangi parçasını yaratmışlar? Yoksa onların göklerde mi bir ortakları var? Haydi bana bundan önce (indirilmiş) bir kitap veya bir ilim kalıntısı getirin, eğer doğru söylüyorsanız!”

5- Allah’ı bırakıp da kendisine kıyamete kadar cevap vermeyecek kimselere dua edenden daha şaşkın kim olabilir? Oysa onlar, onların dualarından habersizdirler.

  • 2.SAYFA;

6- İnsanlar mahşerde bir araya toplandığında da onlara düşman olurlar ve ibadetlerini inkar ederler.

7- Karşılarında ayetlerimiz açık açık, parlak parlak okunurken de o inkar edenler gerçek kendilerine geldiği zaman ona: “Bu parlak bir büyüdür.” dediler.

8- Yoksa: “Onu uydurdu.” mu diyorlar? De ki: “Ben onu uydurduysam, siz beni Allah’tan kurtaracak hiçbir güce sahip olamazsınız ve O, sizin niye yaygara edip durduğunuzu en iyi bilir. Benimle aranızda şahit olarak ona O yeter. O, bağışlayıcıdır, merhamet sahibidir.

9- De ki: “Ben peygamberlerin ilki değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyuyorum. Ben, sadece açık bir uyarıcıyım.”

10- De ki: “Şuna vicdanınızda bir baktınız mı: Eğer bu, Allah tarafından geldi de siz onu inkar ettiyseniz ve İsrail oğullarından bir şahit de onun benzerine şahitlik edip iman getirdi de siz kibirlenmek istediyseniz? Şüphe yok ki. Allah zalimleri doğru yola çıkarmaz.”

11- Bir de küfredenler, iman edenler hakkında dediler ki: “Eğer O bir hayır olsaydı, bizden önce ona koşmazlardı.” Bununla başarılı olamayınca da: ” Bu, eski bir yalan.” diyecekler.

12- Onun önünden de bir yol gösterici ve rahmet olarak Musa’nın kitabı var. Bu da zulmedenleri korkutmak için, güzel davrananlara da bir müjde olarak Arap diliyle gelmiş doğrulayıcı bir kitaptır

13- Rabbimiz Allah’tır! deyip de sonra doğru gidenler var ya, onlara kesinlikle hiçbir korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.

14- Onlar, cennetliktirler, yaptıklarına mükafat olarak sonsuza dek orada kalacaklardır.

  • 3. SAYFA;

15- Biz o insana anne babasına güzel davranmayı tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle karnında taşıdı ve zahmetle doğurdu. Onun taşınması ile sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet olgunluk çağına ulaşıp kırk yaşına girdiği zaman: “Ey Rabbim, beni öyle yönlendir ki, bana ve anama babama verdiğin nimetine şükredeyim ve hoşnut olacağın iyi bir iş yapayım. Soyumdan gelenleri de benim için iyi kimseler eyle. Çünkü ben, gerçekten tevbe ile Sana yüz tuttum ve ben gerçek Müslümanlardanım” der.

16- İşte kendilerinden yaptıklarının en güzelini kabul buyuracağımız ve günahlarını sileceğimiz bu kimseler, cennetlikler arasında seçkin kişilerdir. Bu, va’dolunmakta oldukları şaşmaz doğru va’d iledir.

17- Anasına babasına: “Of size! Siz bana, benden önce nice kuşaklar geçmiş iken, tekrar çıkarılacağımı mı va’d ediyorsunuz?” diyen kimseye anası babası Allah’a el’eman çekerek (sığınarak): “Yazık sana; iman et! Kesinlikle Allah’ın va’di gerçektir.” diyorlar da o, yine: “Bu eskilerin uydurmalarından başka bir şey değildir!” diyor.

18- İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçen ümmetler içinde haklarında (azap) söz(ü) hak olmuş olan kimselerdir. Çünkü bunlar, hep hüsrana mahkum olmuşlardır.

19- Her birine yaptıklarına göre dereceler vardır. Bu da hiç hakları yenmeyerek bütün yaptıklarını kendilerine tamamen ödemek içindir.

20- İnkar edenler ateşin karşısına çıkarılacakları gün şöyle denir: “Siz, bütün güzel nimetlerinizi dünya hayatınızda giderdiniz ve onlarla sefa sürdünüz. Artık bugün, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladığınız için ve dinden çıkıp fasık olmanız yüzünden aşağılayıcı bir azapla cezalandırılacaksınız!”

  • 4. SAYFA;

21- Bir de Ad’ın kardeşini (Hud’u) an! Ahkaf’da kavmini uyardığı vakit -ki önünden ve ardından (ondan önce de sonra da) nice uyarıcılar gelip geçmiştir- demişti ki: “Allah’tan başka mabud tanımayın, çünkü ben, size büyük bir günün azabın(ın gelmesinden) korkuyorum!”

22- Onlar: “Sen bizi tanrılarımızdan çevirmek için mi geldin bize? Haydi getir bize, o tehdit edip durduğun o azabı; eğer doğru söyleyenlerden isen!” dediler.

23- Dedi ki: “O’na (ait) bilgi yalnızca Allah katında. Ben size gönderildiğim şeyi tebliğ ediyorum; fakat sizi, cahillik eden bir topluluk olarak görüyorum.”

24- Derken onu vadilerine doğru gelen bir bulut halinde gördüklerinde: “Bu, bize yağmur yağdıracak ufukta beliren bir buluttur” dediler. O ise: “Hayır, o, sizin çabuk gelmesini istediğiniz şeydir; içinde acıklı bir azap bulunan bir rüzgardır.

25- Rabbinin emriyle her şeyi yerle bir eder” dedi. Derken öyle oluverdiler ki, evlerinden başka hiçbir şey görünmez oldu. İşte öyle suçlu bir topluluğa Biz böyle ceza veririz.

26- Andolsun ki, Biz onlara, size vermediğimiz güç ve imkanları vermiştik. Onlar için kulaklar, gözler ve gönüller yapmıştık, ama ne kulakları, ne gözleri ve ne de gönülleri kendilerine bir fayda sağladı. Çünkü Allah’ın ayetlerini inkar ediyorlardı. O alay ettikleri şey de kendilerini kuşatıverdi.

27- Andolsun ki Biz, çevrenizdeki memleketleri helak etmiştik ve belki dönerler diye, ayetleri çeşitli şekillerde açıklamıştık.

28- O zaman, Allah’tan başka, O’na yakınlık sağlamak için ilah edindikleri kimseler onları kurtarsalardı ya! Aksine onlardan savuşup yittiler (gittiler). İşte onların sapıtmalarının ve uydurup durdukları iftiraların özeti budur.

  • 5. SAYFA;

29- Bir de şu vakti anlat, hani cinlerden bir takımını Kur’an dinlemek üzere sana göndermiştik. Onu dinlemeye geldiklerinde: “Susun, dinleyin!” dediler. (Dinleme) bitirilince de dönüp uyarmak üzere kavimlerine gittiler.

30- Ve dediler ki: “Ey kavmimiz, haberiniz olsun ki, biz Musa’dan sonra indirilmiş önündeki kitapları doğrulayıp gerçeği ve doğru yolu gösteren bir kitap dinledik.

31- Ey kavmimiz, Allah’ın davetçisine uyun ve O’na iman edin ki, bazı günahlarınızı bağışlasın ve sizi acı bir azaptan korusun!”

32- Her kim Allah’ın davetçisine uymazsa, yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacak değildir ve O’ndan başka kendisine sahip olacak kayırıcıları da yoktur. Öyleleri açık bir sapıklık içindedirler.

33- Gökleri ve yeri yaratan ve onları yaratmakla yorulmamış olan Allah’ın ölüleri diriltme gücüne de sahip olduğunu görmediler mi? Evet, hiç şüphe yok ki, O, herşeye gücü yetendir!

34- Ve O küfredenler ateşe sunulacakları gün onlara: “Nasıl bu gerçek değil miymiş?” denilir. Onlar: “Evet, Rabbimiz hakkı için!” diyecekler. Allah ise: “Öyleyse küfrede geldiğiniz için haydi tadın azabı!” buyuracaktır.

35-O halde üstün irade sahibi peygamberlerin sabrettiği gibi sabret ve onlar hakkında ivedilik etme! Onlar, kendilerine va’dedilen acıyı görecekleri gün, gündüzün bir saatinden başka durmamışa döneceklerdir. Bu yeterli bir tebliğdir. Demek ki, helak edilecekler, başkası değil, ancak itaattan çıkmış fasıklar topluluğudur!

Sadakallahülazim...

Muhammed Suresi'nin faziletleri nelerdir? Muhammed Suresi'nin okunuşu ve anlamı...

İLİŞKİLİ HABER

Muhammed Suresi'nin faziletleri nelerdir? Muhammed Suresi'nin okunuşu ve anlamı...

BİR YORUM YAPIN 0