Deprem olacağından korkulur mu? Müslümanın korkması doğru mu?

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen asrın felaketinin ardından uzman isimlerden büyük İstanbul depremi konusunda ardı ardına uyarılar geldi. Kimileri bir teslimiyet halinde dualarla Allah'a sığınırken kimileri de tedirgin ve korku içinde. Peki deprem olacağından korkulur mu? Bir mü'minin korkması doğru mu? Müslümanın korkması doğru mu? İşte tüm detaylar...

6 Şubat tarihinde Türkiye'yi sarsan depremler, 11 ilde büyük yıkımlara ve on binlerce can kayıplarının yaşanması sebebiyle asrın felaketi niteliğini taşıdı. Ülkemizin yaşadığı bu felaket, art arda gelen sarsıntılar ve hala devam eden artçılarıyla dünyada bir ilk olarak tarihe geçti. Her depremin ardından uzman isimlerden gelen uyarılar bu felaketle birlikte artış gösterdi. Bu durum insanların korku ve paniğe kapılmasına sebep olsa da birçok kişi depreme karşı "Önce tedbir sonra tevekkül" inancıyla önlem almaya başladı. Bu haberimizde "Deprem olacağından korkulur mu? Müslümanın korkması normal mi?" sorularının yanıtlarını araştırdık.

deprem olacağından korkulur mu

deprem olacağından korkulur mu

Korkan çocuğa okunacak en etkili dua! Gece uykusunda ağlayan çocuğa korku duasıİLİŞKİLİ HABERKorkan çocuğa okunacak en etkili dua! Gece uykusunda ağlayan çocuğa korku duası

DEPREM OLACAĞINDAN KORKULUR MU? MÜSLÜMANIN KORKMASI DOĞRU MU?

Kişinin ahiret kaygısına dayalı olarak biraz korkmasının kendisine fayda sağladığı söylenir. Ancak bunun vesvese halinde uykularını kaçıracak şekilde olması kişiyi ümitsizliğe sevk edebilir. Ümitsizlik ise dinimizde caiz değildir. Dolayısıyla kaygı ve korku gibi haller, Allah'ın emrine ve hikmetine göre gerçekleşir. Onun hikmetine ve rahmetine itimat etmeli, ecelin bir olup değişmeyeceğini düşünmeli; bununla beraber hazırlıklı olmaya çalışarak ümit ve korku arasında olmalıdır.

Bediüzzaman bu konuda şöyle demiştir:

"İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam, kainata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre hadisatın tazyikatından (olayların sıkıntısından) kurtulabilir." (Risale-i Nur Külliyatı, Yirmi Üçüncü Söz)

müslümanın korkması normal mi

müslümanın korkması normal mi

Deprem sonrası kaygı bozukluğuyla nasıl başa çıkılır?İletişim aracından depremi takip edenler..İLİŞKİLİ HABERDeprem sonrası kaygı bozukluğuyla nasıl başa çıkılır?İletişim aracından depremi takip edenler..

"ECEL BİRDİR, DEĞİŞMEZ"

İman ve Allah'a kulluk, her türlü iyiliğin kaynağı olduğu gibi, cesaretin de timsalidir. Her türlü kötülük, küfür ve dalaletten geldiği gibi, korkaklık da aynı kaynaktan üremektedir. Müminlerin cesareti, kâfirlerin korkaklığı, özellikle savaşlarda çok açık bir şekilde görülmektedir. Mümini cesur yapan, temelde şu iki esastır:

1. "Onların ecelleri geldiğinde, bir an geri kalmazlar, öne de geçmezler." ayetinin bildirdiği "ecel birdir, değişmez" gerçeği. (bk. A'raf, 7/34; Yunus, 10/49; Nahl, 16/61) Savaşta ön cephede olanla, arka cephedeki, ölüme aynı uzaklıktadır. Hatta cephede olanla, evinde istirahat eden arasında, ölüme uzaklık-yakınlık farkı yoktur.

Halid b. Velîd'in durumu, buna güzel bir örnektir. Yatağında ömrünün son dakikalarını geçirirken, etrafındakilere şöyle der:

"Şu kadar savaşa katıldım. Vücudumda ok-mızrak yarası veya bir darbe izi olmayan hiçbir uzvum yok. Ama gördüğünüz gibi, yatağımda vefat ediyorum. Korkakların kulakları çınlasın!.."

2. Mümin için, savaşta iki güzelden biri vardır (Tevbe, 9/52): Ya şehitlik, ya zafer. "Ölürsem şehidim, kalırsam gazi." diyen bir mümin, böyle beklentileri olmayan bir kâfirden, elbette daha cesur olacaktır.

BİR YORUM YAPIN 0